Kategori:

Sağlık

Yayın

Diyetisyen Gülsüm Hazman, Sivas’ta Ramazan ayında bolca tüketilen ‘peskütan’ çorbasının bol proteinli ve tok tutan bir çorba olduğunu söyledi. Geçmişten günümüze kadar uzanan ve halk arasında şifa defosu olarak anılan yöresel peskütan çorbası, uzun süre tok tuttuğu için özellikle Ramazan ayında sıkça tercih ediliyor. Diyetisyen Gülsüm Hazman. günümüzde sofraların vazgeçilmez bir lezzeti haline gelen ve tok tutması nedeniyle Ramazan ayında sıkça tercih edilen peskütan çorbası hakkında açıklamalarda bulundu. Hazman, peskütan çorbasının oldukça faydalı olduğunu söyleyerek, “Peskütan Sivas’ın yöresel lezzetlerinden bir tanesi.

Picture background

Sıkça tercih ediliyor. Peskütan koyun sütünün yoğurduyla hazırlanan bir üründür. Yoğurdun süzülüp un ve tuz katılmasıyla elde edilir. Buzdolabının olmadığı dönemlerde yoğurdu muhafaza etmek için kullanılmıştır bu yöntem. Bu yüzden sıkça tercih edilmiştir. Yaptığımız peskütan çorbası ise sağlığa oldukça faydalıdır” dedi. “Yüksek protein içerir” Hazman, peskütan çorbasının yüksek protein içerdiğini ve bu yüzden tok tuttuğunu ifade ederek, “İçerdiği yarma, nohut, mercimek gibi ürünlerle yüksek protein içerir. Bu nedenle bizim uzun süre tok kalmamızı sağlar. Ayrıca yüksek posa içeriği sayesinde bağırsaklarımızın düzenli çalışmasına yardımcı olur. Bu sebeple Ramazan ayında çok sık tercih edilen bir çorba çeşididir peskütan” diye konuştu.

Yayın

Ayaklarımızın sağlığının vücudun genel sağlığıyla bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Ama yine de çoğumuz ayaklarımızı ihmal etme eğilimindeyiz. Kuru cilt, çatlaklar ve diğer ayak sorunları yaşam kalitemizi engelleyerek hareket ve kilo desteğimizi etkileyebilir.

Evet, pahalı pedikürler veya karmaşık ayak hijyeni ürünleri kullanabilirsiniz, ancak bu ayaklarınıza bakmak için mutlaka doğru yol olmayacaktır. Bununla birlikte, ayaklarınızı sağlıklı tutmak, kuruluğu, çatlamayı ve genel ayak yorgunluğunu önlemek için çok fazla para harcamadan! evde basit bir çare var. İhtiyacınız olan tek şey, muhtemelen mutfağınızda bulunan 2 malzeme.

MALZEMELER:

  • 3-4 su bardağı süt
  • 3 çay kaşığı karbonat

HAZIRLANIŞI:

Sütü sıcak olana kadar ısıtın ama kaynatmayın. Ardından bunları ayaklarınızın içine sığacak kadar büyük bir kaba veya kaseye dökün. Ardından kabartma tozu ekleyin ve çözülene kadar karıştırın. Elde edilen karışıma ayaklarınızı batırmadan önce sıcaklığı kontrol ettiğinizden emin olun. Şimdi arkanıza yaslanın, dinlenin ve ayaklarınızı kabın içinde yaklaşık 10 dakika bekletin.

İşiniz bittiğinde ayaklarınızı ılık suyla yıkayın ve iyice kurulayın. Bunu haftada birkaç kez yaparsanız, ayaklarınız yumuşak, pürüzsüz ve mutlu olur! Bacaklarınızın kötü görünmesine izin vermeyin… Sağlığınıza özen göstermenin pahalı ürünlerle olması gerekmez. Tipik olarak, denenmiş ve test edilmiş ev ilacları, mağazadan satın alınan pahalı ürünler kadar işe yarar.

Yayın

Eğer siz de işitme kaybı çeken biriyseniz bu organik yöntemi uygulamaktan çekinmeyin. Yaş aldıkça, süre geçtikçe günden güne vücutta bazı şeyler değişiyor ve sıhhat sorunları ortaya çıkıyor.

çoğu zaman yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlıklardan birisi de işitme kaybıdır. Yaş ilerledikçe duyma sıkıntısı problemi nükseder. Ancak bu konum yaş, cinsiyet, ırk veya sosyal statü benzer biçimde unsurlara göre farklılık gösterir. Bu yazımızda sizlere işitme kaybını ortadan kaldıracak bir yöntem paylaşacağız. Eğer siz de işitme kaybı çeken biriyseniz bu organik yöntemi uygulamaktan çekinmeyin.

Malzemeler:

  • 3 diş sarımsak
  • Zeytinyağı
  • Damlalık
  • Pamuk veya gazlı bez

Hazırlanışı:

3 diş sarımsağı soyun ve iyice sudan geçirin. Daha sonrasında havanda ezip üzerine az oranda zeytinyağı dökün. İyice karıştırın ve daha sonrasında bu karışımın posasını bir kenara ayırarak içindeki sıvı yağı damlalığa alın ve daha iyi tesir elde etmek için sıvıyı 1 gün bekletin.

Kullanımı:

Bu karışımı her bir kulağınıza 2 – 3 damla kadar uygulayın.

Kulaklarınızı da pamuklu veya gazlı bez ile örtün. Hayret edilecek derecede işitme becerinizi aşamalı olarak geri elde ettiğinizi fark edeceksiniz. Duyu kaybını önlemek için neler yapılmalı? Tuz tüketimini azaltın, azalan tuz tüketimi kulak duyusunun iyileşmesine yardımcı olur. Tuz, vücudun sıvı tutmasına ve kulakların fonksiyonel organlarını etkilemesine sebep olur. Konserve çorba ve diğer işlenmiş gıdalar çoğu zaman büyük oranda tuz ihtiva eder. Soğuk havalardan kulaklarınızı koruyun.

Yüksek sesli ortamlara girmekten kaçının. Yüksek sesli ortamlarda çalışmak zorunda kaldığınızda ne olursa olsun bir kulaklık edinin. Sağırlığın önlenmesine yönelik tedbirlere önemsemeniz gereklidir, çünkü sağlığımız her şeyden önemlidir. Doktorunuza Danışmadan Kullanmayınız.

Yayın

Batık tırnaklar (ingrown toenails), tırnağın ete doğru büyümesi sonucu oluşan ağrılı bir durumdur. Bu sorun genellikle ayak parmağı tırnaklarında görülür. Eğer şiddetli bir enfeksiyon, aşırı ağrı veya pus gibi belirtilerle karşılaşıyorsanız, bir doktora danışmak önemlidir. Ancak hafif vakalarda, aşağıda verilen doğal yöntemlerden bazıları yardımcı olabilir:

Sıcak Tuzlu Su Banyosu:

Günlük olarak ayak parmağınızı sıcak tuzlu su içinde bekletmek, iltihabı azaltabilir ve tırnağın yumuşamasına yardımcı olabilir. Elinize ılık su koyun ve içine bir çay kaşığı tuz ekleyin. Ayak parmağınızı bu suda 15-20 dakika bekletin. Bu işlemi günde birkaç kez tekrarlayabilirsiniz. Yada Yatmadan önce, enfekte olmuş tırnağınızı bu çözeltiye batırın ve gazlı bezle sarın. Bütün gece boyunca kapalı kalsın.

Tırnak Kesimi:

Tırnakları düzgün bir şekilde kesmek, batık tırnakların oluşumunu engellemeye yardımcı olabilir. Tırnağınızı dik kesmek yerine düz ve hafif yuvarlak bir şekilde kesmeye özen gösterin.

Pamuk veya Diş İpi Kullanma:

Batık tırnağın altına hafifçe bir parça pamuk veya ince bir dilim diş ipi yerleştirmek, tırnağın yukarı doğru büyümesine yardımcı olabilir. Bu işlemi düzenli olarak tekrarlamak önemlidir.

Antiseptik Merhem:

Eczanelerde satılan antiseptik merhemleri kullanarak enfeksiyon riskini azaltabilirsiniz. Bir sağlık profesyonelinin önerdiği bir merhemi tercih edin.

Rahat Ayakkabılar:

Dar veya sıkı ayakkabılar, batık tırnakları daha da kötüleştirebilir. Rahat ayakkabılar giymeye özen gösterin.

Elma sirkesi:

İç içe geçmiş tırnaklar için en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Yapmanız gereken tek şey, 1 bardak sirkenin dörtte ikisini 2 bardak ılık su ile karıştırmak ve acıyı azaltmak için batık tırnağı içine batırmak. Sirke ayrıca antibakteriyel özellikleri nedeniyle de doğrudan uygulandığında yaraları enfeksiyondan koruyabilir. Kullandığınız sirkenin kaliteli olmasına dikkat edin ve mümkünse organik olan bir sirkeyi tercih edin.

Batikon

Batikon dökün ve açık tutun günde 3 yada 4 sefer yapın

Limon:

Limon iç batıklar dahil olmak üzere birçok şeyi tedavi etmek için kullanılabilir.

Yapmanız gereken tek şey bir limonu ikiye bölüp etkilenen bölgeyi ovalamak.

Bunu her gece yapın ve o bölgeyi güneş ışığına maruz bırakamayın.

Enfeksiyon ve ağrıyı azaltmak için doğal tarif:

Malzemeler

5 damla okaliptüs yağı;

5 damla lavanta yağı;

5 damla çay ağacı yağı;

2 damla nane yağı;

1 damla kekik yağı;

3 soğuk preslenmiş hindistan cevizi yağı yemek kaşığı;

3 yemek kaşığı aloe vera jeli.

Hazırlanışı

Hindistan cevizi yağı ve aloe vera jelini bir kasede karıştırın. Daha sonra diğer esansiyel yağları da ekleyin ve iyice karıştırın. Hazırladığınız kremi cam bir kavanozun içerisine alın. Serin ve kuru bir ortamda saklayın. Her gece bu kremi etkilenen alanın etrafına hafifçe masaj yaparak yedirin.

Eğer ağrı, enfeksiyon veya başka sağlık sorunları devam ederse, mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalısınız.

Yayın

Aktarların raflarını süsleyen ve zayıflama konusunda adından sıkça söz ettiren sandaloz sakızı, iştah kontrolü sağlamak isteyenlerin gözdesi haline geldi. Sandaloz ağacının kabuğundan elde edilen bu doğal sakız, tokluk hissi vererek kilo verme sürecine destek oluyor.

Sandaloz Sakızının Faydaları ve Kullanımı

  • İştahı Kesiyor: Sandaloz sakızı, içeriği sayesinde iştahı doğal yollarla azaltmaya yardımcı olur.
  • Tokluk Hissi Veriyor: Fındık büyüklüğünde bir parçayı çiğnemek, tokluk hissini artırarak daha az yemek yemenizi sağlar.
  • Doğal İçerik: Sandaloz ağacının kabuğundan elde edilmesi, doğal bir zayıflama yöntemi arayanlar için idealdir.
  • Çeşitli Kullanım Alanları: Geleneksel tıpta önemli bir yere sahip olan sandaloz sakızı, parfüm yapımında, aromaterapide ve cilt bakım ürünlerinde de kullanılmaktadır.
  • Solunum Yollarına Faydalı: Astım, bronşit gibi solunum yolu rahatsızlıklarının semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Nasıl Kullanılır?

  • Sandaloz sakızının tadı biraz acı ve güçlü olabilir, bu nedenle küçük parçalar halinde çiğnemek daha uygun olacaktır.
  • Günde iki kez, sabah ve akşam olmak üzere fındık büyüklüğünde bir parça çiğneyerek tokluk hissinizi artırabilirsiniz.
  • Beyin ve mideyi uyararak daha geç acıkmanıza yardımcı olur.

Önemli Not: Herhangi bir sağlık sorununuz varsa veya düzenli ilaç kullanıyorsanız, sandaloz sakızı kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Yayın

Günümüzde sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmak, birçok insanın öncelikli hedeflerinden biridir. Ancak gençlik yalnızca dış görünüşle sınırlı değildir; vücudun genel sağlığını korumak da uzun vadeli gençlik için büyük önem taşır. Yaşlanma sürecini tamamen durdurmak mümkün olmasa da, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile bu süreci yavaşlatmak mümkündür. Bu yazıda, cildin ve vücudun genç kalmasını sağlayan en etkili yöntemleri ele alacağız.

1. Beslenmeye Dikkat Edin

Sağlıklı bir cilt ve genç bir vücut için doğru beslenme büyük önem taşır. Yaşlanmayı geciktiren ve cildi besleyen bazı önemli besin grupları şunlardır:

  • Antioksidanlar: Serbest radikallerin cilde verdiği zararı azaltır. C vitamini (portakal, limon, çilek), E vitamini (badem, fındık, zeytinyağı) ve beta-karoten (havuç, tatlı patates) açısından zengin gıdalar tüketmek cildi korur.
  • Omega-3 Yağ Asitleri: Cildi nemli tutar ve elastikiyetini artırır. Somon, ceviz, keten tohumu gibi besinler omega-3 açısından zengindir.
  • Kolajen Üretimini Destekleyen Besinler: Kemik suyu, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve kırmızı biber gibi gıdalar kolajen üretimini artırarak cildin sıkı kalmasına yardımcı olur.
  • Şeker ve İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Fazla şeker tüketimi cildin elastikiyetini kaybetmesine neden olabilir. İşlenmiş ve paketli gıdalar yerine doğal besinler tercih edilmelidir.

2. Bol Su İçin

Vücudun susuz kalması, cildin kurumasına ve kırışıklıkların daha belirgin hale gelmesine yol açar. Günlük olarak en az 2-3 litre su içmek, cildin nem dengesini korumasına ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Ayrıca, bitki çayları ve taze meyve suları da vücuda sıvı desteği sağlayabilir.

Sayfalar: 1 2 3

Yayın

Sağlıklı bir yaşamın temel taşları beslenme, fiziksel aktivite ve dinlenmeden oluşur. Bu üç faktörün dengeli bir şekilde bir araya getirilmesi, genel sağlık durumunun iyileştirilmesine ve yaşam kalitesinin artırılmasına yardımcı olur. Günlük hayatta sağlıklı bir denge kurmak için doğru beslenme alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak ve yeterli dinlenmeye özen göstermek gereklidir. İşte beslenme, fiziksel aktivite ve dinlenmeyi doğru şekilde dengelemenin yolları.

1. Dengeli ve Besleyici Bir Diyet

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için doğru beslenme büyük önem taşır. Vücudun ihtiyaç duyduğu makro ve mikro besin öğelerini yeterli miktarda almak, enerji seviyesini dengede tutar ve fiziksel performansı artırır.

  • Protein: Kas yapısını güçlendirmek ve onarım süreçlerini desteklemek için gereklidir. Tavuk, balık, yumurta, baklagiller ve süt ürünleri gibi besinler tüketilmelidir.
  • Karbonhidratlar: Vücudun ana enerji kaynağıdır. Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
  • Yağlar: Hücresel fonksiyonlar ve hormon üretimi için gereklidir. Sağlıklı yağ kaynakları olan zeytinyağı, avokado, kuruyemişler ve balık tüketimi artırılmalıdır.
  • Vitamin ve Mineraller: Bağışıklık sistemini destekler ve genel sağlığı korur. Renkli sebze ve meyveler, badem, fındık, yoğurt gibi besinler günlük beslenme planına eklenmelidir.
  • Su Tüketimi: Günlük en az 2-3 litre su içmek, metabolizmanın düzenli çalışmasını ve vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar.

Öğünlerin zamanlaması da oldukça önemlidir. Kahvaltı, güne enerjik başlamak için atlanmamalıdır. Egzersiz öncesinde ve sonrasında uygun besinleri tüketmek performansı artırabilir ve toparlanmayı hızlandırabilir.

Sayfalar: 1 2 3

Yayın

Günümüzde stres, neredeyse herkesin hayatında önemli bir yer tutmaktadır. İş hayatındaki yoğun tempo, ekonomik sorunlar, ailevi sorumluluklar ve sosyal baskılar gibi birçok faktör strese yol açabilir. Kısa süreli stres bazen motive edici olabilirken, uzun süreli ve kronik stres ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yazıda, stresin vücut üzerindeki etkilerini ve stresi azaltmanın etkili yollarını ele alacağız.

Stres Nedir?

Stres, vücudun tehlike ya da baskı hissettiğinde verdiği doğal bir tepkidir. Stres anında, vücut “savaş ya da kaç” mekanizmasını devreye sokarak adrenalin ve kortizol gibi hormonlar salgılar. Bu hormonlar, kalp atış hızını artırır, kasları hazır hale getirir ve zihni daha uyanık yapar. Ancak stres uzun süre devam ederse, vücutta olumsuz etkiler bırakabilir.

Sayfalar: 1 2 3

Yayın

Uyku, fiziksel ve zihinsel sağlığımız için hayati öneme sahiptir. Modern yaşam temposu nedeniyle birçok insan uyku süresini kısaltarak daha fazla zaman kazanmaya çalışır. Ancak yeterli ve kaliteli uyku, bağışıklık sisteminden beyin fonksiyonlarına kadar birçok vücut sistemini etkiler. Peki, iyi bir uyku için kaç saat gereklidir ve uyku sağlığımızı nasıl etkiler?

Uyku ve Genel Sağlık

Uyku, vücudun kendini yenilediği, hormonların düzenlendiği ve beyin fonksiyonlarının yeniden yapılandığı bir süreçtir. Yetersiz veya kalitesiz uyku, bağışıklık sistemini zayıflatabilir, kronik hastalıklara yol açabilir ve zihinsel performansı düşürebilir. Uykunun sağlık üzerindeki başlıca etkileri şunlardır:

  • Bağışıklık Sisteminin Güçlenmesi: Uyku sırasında vücut, hastalıklara karşı savunma mekanizmalarını güçlendiren antikorlar ve sitokinler üretir. Yetersiz uyku bağışıklık sistemini zayıflatır ve hastalıklara yakalanma riskini artırır.
  • Beyin Fonksiyonlarının Düzenlenmesi: Uyku, öğrenme, hafıza ve problem çözme yetenekleri için kritiktir. Yetersiz uyku dikkat eksikliğine ve bilişsel gerilemeye neden olabilir.
  • Kalp Sağlığının Korunması: Uyku sırasında kan basıncı ve kalp hızı dengelenir. Yetersiz uyku, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları riskini artırabilir.
  • Metabolizma ve Kilo Kontrolü: Uyku, iştahı düzenleyen leptin ve ghrelin hormonlarını etkiler. Yetersiz uyku, kilo alımına ve metabolizmanın yavaşlamasına neden olabilir.
  • Ruhsal Durum ve Duygusal Sağlık: Uyku eksikliği stres, anksiyete ve depresyon riskini artırabilir. Düzenli ve yeterli uyku, ruh halini dengeler ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırır.

Sayfalar: 1 2 3

Yayın

Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara karşı koruyan doğal bir savunma mekanizmasıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemini güçlü tutmak büyük önem taşır. Mevsim değişiklikleri, stres, düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Ancak bazı temel alışkanlıkları benimseyerek yıl boyunca güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak mümkündür. İşte bağışıklık sistemini desteklemek için dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar.

1. Dengeli ve Besleyici Bir Diyet

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri yeterli miktarda almak gerekir. Özellikle aşağıdaki besinler bağışıklık sistemini destekler:

  • C vitamini: Portakal, mandalina, kivi, çilek, kırmızı biber gibi gıdalarda bolca bulunur ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
  • D vitamini: Güneş ışığından elde edilebildiği gibi, somon, sardalya, yumurta ve süt ürünleri gibi besinlerden de alınabilir. Bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir.
  • Çinko: Kırmızı et, kabak çekirdeği, badem ve nohut gibi besinler çinko açısından zengindir ve bağışıklık hücrelerinin işlevini artırır.
  • Probiyotikler: Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdalar bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir.

Dengeli bir diyet ile vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğeleri düzenli olarak alınmalıdır.

Sayfalar: 1 2 3

Yayın